BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

  

   Aslında hep böyle başlamadı mı hikayeler. Bir varmış bir yokmuş.........

                                                                  Yine bir yerlere yüklemiş birileri başlangıç ve bitişleri.



 
      Gece olmak üzereyken tam, akşamın kızıllığında o yoğun nemi sarmış ciğerlerini, nefes alamıyorsun. Sım sıkı kumlar sarmış her yerini döküle döküle yürüyorsun ılık rüzgara karşı.

      Şöyle bir baksana geçen güne nasılda çabuk bitmiş ,bi gülümsemiş, bi sıkılmış, bi kaçmış bide ağlamışsın. Çakıl taşları kumları gizlemiş kumlar onların arasını doldurmuş ikisi koca bir yol olmuş. Unutup gittiğin küçük yaprak denizin akıntısına kapılıp çoook uzaklara gitmiş. Bir başka yaprak daha ve bir başkası daha. Gözyaşı dökmek isterken herşeye düğümlenir boğazın, çığlık atmak isterken birden ses kesilir korkarsın sessizlikten. Belki de kötü rüya görmemek için gece olmasın istiyorsun. Akşamın kızıllığına saklanıp yanıp kavrulmak için çabalayıp duruyorsun. Peki nasıl duracak orda bulutlar, nasıl sığınacaksın ki çok yakın gibi gözüken ama çoook uzaklarda olan beyaz pamukçuklara .... geceden başka fayda yok sana belli,  bas yüreğine serin suların çağlamasını, taşları oksijen yap ciğerlerine gözlerine ışık diye yakamozu seç bu seferde böyle kapılmış giderken yine bir hayalin içinde, çırpınmayı bırak da yüzmeye başla.....

     Sonra gelsin bir gece bakalım  kaybol içinde , kork ama kaçma, sesleri duydukça dinle
ve gözlerini daha da aç o zifiri karanlıkta. Kedi gibi pus sonra bir dalın altına yaprakların sesiyle sabahı hatırla her titreşimi sevginle besle , besleki sana su versin besleki yeniden yeşersin besleki renklerini yeniden keşfetsin. Bırak sızım sızım sızlarken bedeninin her kıvrımı bu yangınla daha da küllensin belki bir rüzgar gelipte daha sabah olmadan savurur......

İÇİMDEKİ HİKAYELER


         UZUN SAÇLI HAYALPEREST


       Günlerden Perşembe ,saçları denize doğru uzanmış,püfür püfür güneş bir tarafında .İçi sımsıcak, garip rüyalarını düşünüyor yine geceden kalma.Acaba gerçek orası mıydı yoksa burda mıydım diye sormaktan alamıyor kendini yine.Güzel bir iç çekip uzanıyor çimlere denize doğru gözleri kısık kısık ışıltıdan...Ve dalıyor rüyalarına. Ya o büyük adam sahiden orda olsaydı ?Nasıl olurdu acaba o anki duruşu, bakışı? Hep beklemişti ya kocaman yüreği, gerçekten o orda olsaydı ! Nasıl bir güm güm ses geliyor bir anda kulağına ve devam ediyor sıcacık sokulmalarına. Evet olsaydı hiç fena olmazdı pamuk şeker gibi kalbi yumuşadı ,sızladı sonra birden burnunun ucu Herşey ne kadar kolay olurdu di mi dedi kendi kendine. Gözlerindeki kanadı farkederdi ve onun altında uçardı durmaksızın, bakardı sonra aşağılara yalan yalan gülüşmelere oda kıs kıs sırıtırdı.                
         Belkide gerçekten gerçek oradaydı ve aslında yalan denen şey en doğrusuydu .Ama öyle öğretilmemişti ki ona gülümseyince içten hepsi unutulur sanmıştı ve tutunca elleri sımsıcak olurdu içi. Oysa söylemişti ona koca yürek saçlarını salıverme rüzgara  birgün bi bakarsın o seni yıpratır birazda dön sırtını diye .  O koca kollarına sarılırdı , tıkardı kulaklarını minik elleriyle. Kirlenmesin diye beyaz elbisesi çok mücadele ederdi yapışkan toprak lekeleriyle. Görürdü koca gözlerin arkasındaki oyunları ona söylerken sıcağı bilirdi buz gibi sokulmaları. Birden kanatlanıverirdi.....oda takılırdı peşine.  Yine şöyle bir bakardı yukarılardan o mutlu sanılan yüzlerine.
       Birden irkildi denizin sesiyle akşammı olmuşmuydu ne ? Bir gün daha yaklaşmıştı gerçeğe, hüzne, yalana, acı sona adı herneyse o na. Bir derin nefes aldı uzun saçlarının arasından sanki gördü karartıyı o kadar bulutun arasından. Uyanmıştı rüyasının huzurundan ve Seslenmişti anası yine "haydi artık eve" diye......