GÜNEŞ BATIYOR



            Son bahar şimdi .....Acaba gerçekten son mu her yıl gelmesine rağmen acaba şimdi son mu??? Serin ve derin,  depderin bir hava ciğerlerine doluyor insanın,  gözünü kırpıştırıyor akşam güneşi, hafif bir ürperti sarıyor ansızın ....Gerçek hangisi diyorsun kim buldu bu kelimeyi?"gerçek ,doğru yanlış,yalan" her birine kim anlamlar yükledi kim inandırdı bizi??? Sorulacak bu kadar soru varken neden inanmayı tercih eder bu küçük beyinler ?Daha büyük sorular ile çarpışmamak için olabilir bu kaçış. Serin ürperti içini üşütüyor yavaş yavaş...... ellerin kolların çamura bulanmış vıcık vıcık yıkamakla gitmiyor, nerden bulaştım diyorsun sonra bakıyorsun birde arkana; çamurdan evler yapmakla uğraşmışsın  yıllarca şekil vermeye çalışmışsın bir su dalgası ile eriyip gidece toprak yığınına ne acı.....



          Sonbahar şimdi .....Güneş battıkça göğsün daralıyor ,gitme diyorsun çığlık çığlığa esmesin karanlık, çökmesin üzerine gölgeler, kapattıkça gözlerini acı aydınlık  sarmasın uğultusuyla beynini, kim bu gerçek ??? Kim koydu doğruyu masaya kim ölçtü kim biçtide şekil verdi bu garip düzene. Gönüller ferah kalsa, ne tarafa atmak istiyorsa orda olsa, koşsa, birden dursa, yatsa yere, sonra zıplayarak dallara uzansa .....Kim dedi bu doğru diye.....Kim kirletti bu havayı, suyu,ağacı, sevgiyi, aşkı kim kapkara yaptı......Bulutlara bıraktım kendimi taşımadılar yükün çok ağır dediler bak bize nasıl ağırlaşınca ağlarız , ağaçlara dedim bana bakın diye ; olamazki  bak nasıl zamanı gelince dökeriz yapraklarımızı dımdızlak bırakırız seni dediler,bir kuş kanadı bile buz gibi bu havada sıcaktan boncuk boncuk olmuşken alınlar bir gözyaşı damlasına karışıp kar tanesi gibi olur birden...



      Batıyor artık güneş sarardı yer gök yavaş yavaş kızıllaşıyor bulutlar ,kaçtı kuşlar bu kızıllıktan gerçek nerde ortada duran sevgi yumağı nasılda püsür olmuş, her yeri kopmuş, parça pinçik .Kıskıvrak sarmış sıcak duman buz gibi bir ağacı, sesler şekil değiştirmiş etrafa saçılmış bir dilek yollanmış çok uzaklara  oda artık cayır cayır yanan göğün kucağında..... Kim dedi bu gerçek diye nasılda sarmış büzüşmüş eller kopmuş tırnaklarıyla nasılda sahteleştirmiş nasılda yalana boğmuş kim koymuş adını doğru diye.... Şimdi sudan çıkmış  karabataklar gibi ıpıslak başlar, gözler buğulu kaynayan bir volkan sanki ruhlar bir kor halinde buz gibi suda kaskatı  olmuş bir paçavra herşey......

  

Hiç yorum yok: